26 Mart 2016 Cumartesi

Sayın Başkan

Her oyunun farklı renkleri vardır, her olgunun farklı doğruları olduğu gibi. Doğru çoğu zaman birden fazladır. Yıllardır burada, farklı yerlerde yazıp çiziyorum, yazıp çizebilen bir çok Beşiktaşlının derdi ucundan kıyısından birbiriyle aynıdır. Bir sürü Beşiktaşlı blogunda görebileceğiniz, söylenen şeyler birbiriyle tabanda tutarlıdır. Birbirinden farklı hikayeler hep benzer bir hissiyata ve benzer bir alt yapıya sahiptir. Galatasaray'ın, Fenerbahçe'nin, Real Madrid'in, Barcelona'nın, Dortmund'un kendi içlerinde doğruları vardır. Beşiktaş'ın da diğerlerinden farklı, kendine özgün bir doğrusu var ve olmalıdır. Neden mi bahsediyorum? Fikret Orman'ın uzun zamandır bazen alttan alta bazen alenen yürüttüğü kulüp politikasından.

Bu blogda ben defalarca yazdım, "Taraftarın Talkımı Olmak", "Getirdiği Rengarenk Çiçekleri Solan Adam" ilk aklıma gelen yazılar. Bir çoğu başka yazıda da ucundan kıyısından değinmişimdir. Fikret Orman'ın: 'halkın takımı Beşiktaş değil, saray takımı Beşiktaş' minvalinde bir açıklaması var yine. Stadın bitişinden sonra Fikret Orman'ın böyle bir siyaset güdeceğini hepimiz görebiliyorduk. Bu açıklamalar bir çoğuna göre çok önemli olmayabilir, hele ki şampiyonluk yolunda paldır küldür ilerliyorken. Şahsen benim için önemli.

Detaylı olarak tekrar baştan yazmayacağım, az önce bahsettiğim yazılarda bugünün kokusunu daha önceden aldığımı görebilirsiniz. Ama bu lafları eden Başkana edecek bir kaç kelamım var.

Bakın Sayın Başkan, sık sık sizin de üzerinden pirim yapmaya çalıştığınız gibi, bugünki Beşiktaş başkanı tribünlerden gelmiş bir şahıstır. Kapalıda bilet sırası beklemiş, Beşiktaş tribününün makarasını, karakterini solumuş biridir. Ve bu durum üzerinden prim yapabileceğini iyi bilir. Daha önce kulübü benzetmeye çalıştığınız kulüplerin hiç bir başkanı böyle bir konu üzerinden prim yapmaya çalışmadı. Neden? Çünkü ya böyle hikayeleri yoktu, ya da bunun üzerinden prim yapmak kendilerine bir şey kazandıramayacak kadar değersizdi.

Bakın Sayın Başkan, bugün yazar kasa olarak gördüğünüz, her baktığınızda gözlerinizin dolar şeklini aldığı o stat, ne kadar inkar etmeye çalışsanız da o benzetmeye çalıştığınız kulüplerin statlarından çok daha fazla işçiyi, çöpçüyü, gündelikçiyi ağırladı yıllar boyunca. Bugün o inkar ettiğiniz, "beleşçi" halkın kıt kanaat okutup, mühendis, doktor, hakim, mimar olabilmiş çocuklarıyız biz. Bugün belirlediğiniz, yarın arttıracağınız bilet fiyatlarını ödeyebiliyor olmamız herkesin ödeyebileceğini göstermez. Bu kulüp ne kadar inkar etseniz, ne kadar yapısını değiştirmek isteseniz de bu insanlar sayesinde bugünlere geldiğini unutmayınız.        

Bakın Sayın Başkan, başkanı olduğunuz bu kulübün taraftarları, benzetmeye çalıştığınız kulüplerin taraftarları gibi hiç bir zaman skorlarla başını önüne eğmedi, eziklik diye tanımladığınız günlerde aksine hiç ezilmedi. Yeter dedi, kimsenin otoritesine boyun eğmedi.

Bakın Sayın Başkan, bu kulüp tarihinin en kötü, en utanç dolu yıllarını fakir fukara taraftarı yüzünden değil, zengin arkadaşlarınız yüzünden yaşadı. Bu kulübün istikbali yazar kasa tribünlerinde değil doğru politikalardadır. Yanlış politikalarınızı yüzünüze vurmamız gerekirse çekinmeyiz. Passolig karanlığına teslim ettiğiniz bu kulüp belki beleşçilerin kulübü olacak ama yanlış politikalar yürütenlerin elinde kalamayacak bundan emin olunuz. Daha şampiyonlar ligine mi, uefa ligine mi gideceği belli olmayan kulübün kombinelerini alelacele dağıtmak yerine, doğru politikalarla daha uygun bilet satabileceğinizi biliyoruz. "Beleşçiler"e kafa yoracağınıza, passoligin kravat taktığı, evinde oturduğu yerden para kazanacak karaborsacılara para kazandırmak yerine kulübe daha fayda sağlayabilecek bilet satma projeleriyle uğraşmanızın sizin asli göreviniz olduğunu hatırlatmak zorunda kaldığım için utanç duyduğumu belirtmek isterim.

Sayın başkanım, naçizane babası işçi, kendisi mühendis bir Beşiktaş taraftarı olarak, öğrenciyken 3 aylık tüm parasıyla kimsenin yüzüne bakmadığı zamanlarda kombine almış, aç susuz gittiğim boş tribünlü maçlarda etrafımda kimlerin olduğunu iyi biliyorum. Bugün sattığınız satacağınız en pahalı kombineyi rahatlıkla alabilecek durumda bir Beşiktaş taraftarı olarak söylüyorum ki, bu takımın çocuklarına yatırım yapın, inkar etmeyin. Yanlış politikalarla bu kulübü dönüştürüp, değiştirmeye çalışmayın. Takıma yeni bir halk yaratmaya uğraşmayın, halkın takımıdır Beşiktaş.

Saygılarımla,

1 yorum: